Loading...

MİRASIN HÜKMEN REDDİ DAVASI

 

 

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 605. maddesinde;

“Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.

Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmü, aynı Yasanın 610. maddesinde;

“Yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur.

Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez.

Zamanaşımı veya hak düşümü sürelerinin dolmasına engel olmak için dava açılması ve cebrî icra takibi yapılması, ret hakkını ortadan kaldırmaz.” hükmü düzenlenmiştir.

 

Buna göre, ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilebiliyor ise, mirasçılar; Yasanın 610. maddesinde yazılı aykırılık durumuna düşmedikçe, eş söyleyişle mirası zımnen kabul etmiş olarak yorumlanabilecek bir eylemde bulunmadıkça, her zaman için, murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilecekler ve buna yönelik mirasın hükmen reddi davası ikame edebileceklerdir.

 

Nitekim bu hususa ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/04/2008 tarih ve 2008/4-332 Esas, 2008/336 Karar sayılı ilamında; “Dava rücuen tazminat talebine ilişkindir. Uyuşmazlık, mirasın reddine ilişkin hükümlerin uygulanıp uygulanmayacağı konusunda toplanmaktadır. Miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır. Hükmi reddin sonuç doğurabilmesi için herhangi bir irade açıklamasına veya dava açılmasına gerek yoktur. Mirası hükmen reddetmiş sayılan kişi, tereke alacaklıları aleyhine husumet yönelterek bu durumun tespitini isteyebileceği gibi bunu defi yoluyla da ileri sürebilir. Dosya kapsamından miras bırakanın menkul ve gayrimenkulü bulunmadığı gibi herhangi bir gelirinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda miras bırakanın ödemeden aczinin açıkça belli olduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle mirası hükmen reddedildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.” denilerek murisin kalan mal varlığının borcunu ödemeye yetmemesi durumunda yasal ve atanmış mirasçılarının, mirasın hükmen reddine yönelik dava açmakta hukuki yararlarının bulunduğuna ve bu davanın açılabileceğine işaret edilmiştir.

 

Mirasın gerçek reddinde görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi, yetkili mahkeme ise miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesi iken, mirasın hükmen reddi davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi, yetkili mahkeme ise muristen alacaklı olduğunu iddia eden kişilerin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.