KEFALET SÖZLEŞMESİ
Kefalet sözleşmesinin normatif dayanağı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 581 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan Yasanın 581.maddesi; “Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir.” hükmünü havidir.
Bun göre, kefalet sözleşmesini, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bir teminat sözleşmesi olarak tanımlamamız mümkündür. Kefil bu sözleşme ile asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememe tehlikesini kişisel olarak üstlenmekte, oluşan zarardan şahsen sorumlu olacağını taahhüt etmektedir.
6098 Türk Borçlar Kanununda kefilin sorumluluğu belirli bir kapsam dâhilinde düzenlemiştir. Kefilin yasal sorumluluğunun kapsamını, öncelikle azamî sorumluluk sınırları içinde kanunda belirlenen unsurlar oluşturur. Bu unsurlar, borcun aslı, borçlunun kusur ve temerrüdünün sonuçları, dava ve takip masrafları, sözleşme faizleridir.
Kefilin sorumluluğunun kapsamının, kefalet sözleşmesinde veya daha sonra yapılacak ek sözleşme ile belli sınırlar dahilinde genişletip ağırlaştırılabilmesi de mümkündür. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda, kefilin yasal sorumluluğu ile ilgili bazı yenilik ve değişiklikler yapılmış, sözleşme ile sorumluluğun genişletilmesine de bazı sınırlamalar getirilmiştir.
Kefalet sözleşmesi feri bir sözleşmedir. Sözleşmenin geçerliliği, geçerli bir asıl borcun varlığını gerektirir ve doğuş, sona erme bakımından asıl borcun varlığına bağlıdır. Asıl borcun belirli veya belirlenebilir olması kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartıdır.
Kefilin sorumluluk kabul ettiği, yani kefalet sözleşmesinde güvence altına almış olduğu borçla, borçlunun asıl borcu aynı olmalıdır. Aksi takdirde kefilin sorumluluğu söz konusu olmaz. Buna karşılık kefalet senedinde asıl borcun tutar veya kapsam olarak gösterilmesi zorunlu değildir. Asıl borç, alacaklı ile esas borçlu arasındaki ilişkiye bakılarak kefalet sözleşmesinden bağımsız olarak belirlenir. Kefalet sözleşmesinde belirtilen ise, kefilin hangi miktarda sorumluluk altına girip, takip edilebileceğidir.
Kefalet sözleşmesi iddiasıyla hakkınızda bir dava açıldığında veya bir icra takibi başlatıldığında buna yönelik şekil şartları ve kefaletin geçerliliği konusunda bu alanda yetkinliğe sahip bir avukattan destek alınmasını ve savunmaların doğru şekilde belirlenmesini, ayrıca “Kefalet Sözleşmesinde Şekil” ve ““Kefalet Sözleşmesinde Eşin Rızası” başlıklı yazılarımızın incelenmesini tavsiye ederiz.