İHALELERE KATILMAKTAN YASAKLAMA KARARINDA ZAMANAŞIMI SÜRESİ
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 58. maddesinin birinci fıkrasında; aynı Yasanın 17. maddesinde belirtilen fiil veya davranışlarda bulundukları tespit edilenler hakkında fiil veya davranışlarının özelliğine göre, bir yıldan az olmamak üzere iki yıla kadar; üzerine ihale yapıldığı halde mücbir sebep halleri dışında usulüne göre sözleşme yapmayanlar hakkında ise altı aydan az olmamak üzere bir yıla kadar ihalelere katılmaktan yasaklama kararı verileceği belirtilmiştir.
Peki bu yasaklama kararı için bir süre sınırlaması bulunmakta mıdır ? Eş söyleyişle hangi tarihe kadar verilmesi gerekmektedir.
Bu sorunun cevabı, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 58/4. ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 26/4. maddelerinde yer almaktadır.
Anılan Yasa maddeleri; “Yasaklama kararları, yasaklamayı gerektiren fiil veya davranışın tespit edildiği tarihi izleyen en geç kırkbeş gün içinde verilir. Verilen bu karar Resmi Gazetede yayımlanmak üzere en geç onbeş gün içinde gönderilir ve yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Bu kararlar Kamu İhale Kurumunca izlenerek, kamu ihalelerine katılmaktan yasaklı olanlara ilişkin siciller tutulur.” hükmünü havidir.
Bu hususa ilişkin olarak Kamu İhale Genel Tebliği’nin “Yasaklamaya ilişkin sürenin hukuki niteliği” başlıklı 28.1.5.’inci maddesinde de; “Anayasa ile teminat altına alınan çalışma ve sözleşme özgürlüğü gibi temel hak ve hürriyetlerin korunmasına ilişkin düzenlemeler ile 4734 sayılı Kanunun 58 inci maddesinin sözü edilen gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, 58 inci maddenin dördüncü fıkrasında yer alan sürelerin disipliner niteliği aşan ve yetki süresini belirleyen nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre idarenin, yasaklama kararının gereğinin yapılmasını bildirdiği yazının ilgili veya bağlı bulunulan bakanlığa ulaştığı tarihi izleyen en geç 45 günlük süre içinde yasaklama kararı verilmesi zorunlu olmaktadır. Bu süre geçirildikten sonra yasaklama kararı verilmesi mümkün bulunmamaktadır.” açıklaması yer almaktadır.
Bu sürelere uygun davranılmadığı gerekçesiyle yasaklama kararının iptaline hükmeden mahkeme kararları vardır. Örneğin Danıştay 13. Daire Başkanlığının 2016/389 Esas, 2021/706 Karar sayılı ilamı bu yöndedir. Dolayısıyla bu süreye uyulup uyulmadığı hususu son derece önem arz etmektedir.