CEZA MAHKEMESİNDE DAVA YOKLUĞU
5271 sayılı CMK’nın 225. maddesine göre ceza mahkemesi hükmünü, ancak ve ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verebilir. Bunun anlamı ise; mahkemenin sadece, usulüne uygun açılmış bir kamu davasının bulunması halinde hüküm kurabileceği şeklindedir.
Usulüne uygun kamu davasının açıldığından söz edilebilmesi için ise, CMK’nın 170. maddesi gereğince, görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
-yüklenen suçu oluşturan olayların, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanması,
-iddianamenin sonuç kısmında, sadece şüphelinin aleyhine olan hususların değil, lehine olan hususların da ileri sürülmesi,
-iddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiğinin; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbirinin açıkça belirtilmesi,
-ayrıca şüphelinin kimliği, maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği, şikâyette bulunan kişinin kimliği, yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri, yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi ve suçun delillerinin gösterilmiş olması,
gerekmektedir.
Aksi durumda usulüne uygun bir kamu davası açıldığından bahsedilemeyecek ve sanık hakkında olumsuz herhangi bir hüküm kurulamayacak, “HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞI” kararı verilerek gereğinin takdir ve ifası için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yeniden suç duyurusunda bulunulması ya da ek iddianame tanzim edilmesinin istenmesi suretiyle işlem icra edilmesi gerekecektir.
Nitekim bu husus içtihatlarda da yerini bulunmuş olup, benzer bir konuya ilişkin Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 2019/2343 Esas, 2019/13778 Karar sayılı ilamında; “…5271 sayılı CMK.nın 225/1. maddesinde öngörülen düzenlemeye göre, hükmün ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verilebileceği, katılanın beyanında aracına tekme atıp zarar verenin sanık … olduğunu belirtmesi, her ne kadar iddianamede sanık … hakkında mala zarar verme suçundan sevk maddesi tayin edilmiş ise de iddianamedeki anlatımın da katılanın beyanı şeklinde olduğu ve bu şekilde iddianamedeki anlatım ve nitelendirmeye göre, sanık hakkında, mala zarar verme suçundan 5271 sayılı CMK.nın 170. maddesine uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı, hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemlerle sınırlı olduğu dikkate alınmadan açılan kamu davasının sınırları dışına çıkılıp yazılı şekilde karar verilmesi, bozma nedenidir…” denilerek yüklenen suçu oluşturan olayların ve suçun yapısal unsurlarının detayları ile anlatılması gerektiği kabul edilmiştir.
Bu bağlamda bir suç isnadı ile karşı karşıya kalındığı bir durumda, suçun esasına yönelik savunma yapmak kadar usule yönelik de savunmaları dile getirmek önem arz etmekte olup, bu alanda uzman bir avukat yardımından yararlanılması tavsiye edilir.