Loading...

AVUKATIN HAKSIZ AZLİ HALİNDE VEKALET ÜCRETİ ALACAĞI

 

 

1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 174/2. maddesinde; “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” düzenlemesine yer verilmiş, bu suretle; bir hukuki uyuşmazlık ile ilgili olarak davayı takip eden Avukatın, yargılama aşamasında, kusur ve ihmaline bağlı olmaksızın haksız bir şekilde azil edilmesi halinde vekâlet ücretinin tamamının, azil öncesi temsil ettiği asil lehine dava sonuçlanıp kesinleşmiş gibi muaccel hale geleceği ifade edilmiştir.

 

Haksız azil halinde muaccel hale gelen vekâlet ücreti alacağı ise “akdi” ve “yasal (karşı taraf)” vekâlet ücretinin toplamından oluşmaktadır.

 

Haksız azil durumunda, yargılama hangi aşamada olursa olsun avukat, üstlendiği işe dair avukatlık ücretinin tamamını isteme hakkına sahiptir. Hak edilecek ücretten hakkaniyet indirimi yapılması dahi mümkün değildir.

 

Nitekim bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14/01/2020 tarih ve 2017/13-1821 Esas, 2020/12 Karar sayılı ilamı ile 13/10/2020 tarih ve 2019/13-15 Esas, 2020/749 Karar sayılı ilamında açıkça ifade edilmiştir.

 

Yine benzer bir uyuşmazlık ile ilgili olarak “…Davacının, 10.8.2010 tarihinde aldığı vekaletname ile davalılar adına tapu iptal davası açmak ve haklarında başka bir davada temsil etmekle görevlendirildiği, taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı, davalılar adına Kütahya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/338 esasında tapu iptal davası açtığı, davalılar vekili olarak temsil ettiği görevini gereği gibi yürütürken davalıların gerekçe göstermeksizin 23.01.2012 tarihinde kendisini azlettikleri, eldeki davanın müvekkil ve karşı yan vekalet ücretinin tahsili için açıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Avukatlık Kanununun, 174. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” Avukatın haksız olarak azli halinde, davacı avukat Avukatlık Kanunu 164/4.maddede düzenlenen müvekkil vekalet ücreti ve 164/son fıkrasında düzenlenen karşı yan vekalet ücretini talep hakkına sahiptir. Davacı avukat azledilmekle, artık dosyadan elini çekmiş olup, karşı yan vekalet ücretini dahi davalı yararına tahsile koyamayacağından tahsil edilmiş olma şartı aranmaz. Mahkemece, davacı avukatın azlinin haksız olduğu da kabul edilmiştir. Hal böyle olunca davacı avukat yararına karşı yan vekalet ücretinin tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile bu talebinin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir…” gerekçesine dayanılarak verilen Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 17/06/2015 tarih ve 2014/15733 Esas, 2015/20683 Karar sayılı bozma ilamına karşı ilk derece mahkemesinin direnme kararı vermesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09/02/2021 tarih ve 2017/634 Esas, 2021/59 Karar sayılı ilamı ile; “…Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; eldeki davada azlin haksız olduğu ve davacının akdi ve yasal tüm vekâlet ücretini eski müvekkilleri olan davalılardan isteyebileceği hususu çekişmesiz olup, çekişme karşı taraf vekâlet ücretinin ne zaman muaccel olacağına ilişkindir. Davacı avukat azledilmekle, artık dosyadan elini çektiğinden karşı taraf vekâlet ücretini dahi davalılar yararına tahsile koyamaz. Bu durumda alacağını ancak eski müvekkilinden talep edebilirse de, bu kez karşı taraf vekâlet ücretinin borçlusundan tahsil edilmesinin beklenmesi doğru olmayacaktır. Aksi hâlde, haksız olarak azledilmiş olan avukatın hak ettiği karşı taraf vekâlet ücreti alacağına kavuşması, kendisini haksız olarak azleden, dolayısıyla aralarında niza başlamış olan eski müvekkilinin insafına bırakılmış olacaktır ki, böyle bir durumun hukuk düzeni tarafından korunması beklenemez. Buradan hareketle karşı taraf vekâlet ücretinin haksız azil ile birlikte muaccel olduğunun kabulü gerekir…” şeklinde karar verilmiş, haksız azil nedeniyle hem akdi hem de yasal (karşı taraf) vekalet ücretinin haksız azil ile birlikte, yani haksız azil tarihinde muaccel hale geldiği kabul edilmiştir.